Відео

Üslup ne değerli şeydir üstad...

🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹❤

Ona sormamışlar mı hitlerin ülke sınırlarına kadar yaklaştığı sırada hitlerin kutsal yerlere saldırmayacağını hesaba katarak 1941 yılında İstanbul’daki kutsal emanetleri trenle Niğde’deki Ak Medrese ve Sarı Han ile Ulukışla’da bir camiye yerleştirildiğini, başına jandarma konularak kimsenin alınmadığını ve 1947’de geri getirildiğini. Bu sebeple İnönü’nün bunu devlet sırrı olarak kimseye açıklamamasını fırsat bilip İnönü’ye sallayıp sonra da Sinan Meydan’a tarihi kapak diye paylaşan acaba Türk ve Osmanlı tarihine ne kadar hakim?

Nureddin hocamizin bir çok videosunu izledim. Allah ondan razı olsun. Dediğiniz noktalarda iftira atıyorsunuz.

oyogim ogriywbdi Kilo vermek için Jonim yandı gönlüm buzuldu Fatih sen Seva Seva Gitar amma Oyogim shamollafim 😢😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭

Videoyu defalarca severek izledim. Hayati Hoca konuya çok hakim ve konuyu yaşayarak, hararetle anlatıyor.

Hangi cami ahır olmuş kalleş göstersene

Sanki Yavuzun ne şerefsiz olduğunu bilmiyoruz.

Osmanli dedigin Suudi ailesi gibi bir aile.Koca devlet ailenin mali, sen de marabasin. Osmanli torunu falan degilsin. Kafayi calistir

dediydim de dediydi öyleydi de böyleydi.

Adam oğlu adamsın valla.

Mümkünse bu şiirin tamamını burda paylaşa bilir misin ? Çok sevdim. Allah razı olsun. Bekliyorum .

Maşallah barekallah hocam

Ülkede ahır yapılan camilerin isim ve adresini vermeden sallayan üstat bozuntularına ne demeli??

Videonuzu instagramda kullanabilir miyim

Mason derken gönülden mi mason yoksa 2.Abdülhamid tarafından Masonlara tanınan imtiyazlardan faydalanıp yani masonları kullanıp teşkilatı faaliyetleri mi göstermiş.

Hadi oradan be. Ülke elden gitmiş hala birilerine çamur atma sevdasındalar. Neymiş İttihatçılar bitirmiş ülkeyi. Neremle gülsem bu lafa acaba.

Nasıl sallıyorsun

Hocanızı Sinan Meydan'ın karşısına çıkarın da görün Hoca diye kimlerin peşine takıldığınızı !

Hocam o nasıl nokta atıştı. Dilinize sağlık Allah cc razı olsun 😊

Kapağı bulmak için 20 kere izledim de Ahmet Şimşirgilin Beyin kanallarında çıktı. 😅 İnönü bütün camileri genelev yapmış

Yobazlar dolmuş buraya, cahil arkadaşlarım merhabalar Halil İnalcığa bile laf atacak kadar bir şey bildiğini sanan adama destek çıkıyorsunuz. Halil hocamızın tırnağı olamazsınız.

Bu şerefsiz yalancının,nasıl bir yalancı alçak olduğunu görmeniz için,elinizi vicdanınıza koyup dedelerinize sorun hangi kasaba da ilde ilçe de camiler ahır yapılmış.Bir de alçakça BÜTÜN CAMİLER diyor ve alkışlıyorlar

Sinan meydan orda yoksa kapak ona girmiş cicim! Bu adamın tarih bilgisi din bilgisi bomboş izleyin de kafanız saman dolsun. Sinan meydan bin ciltlik ansiklopedi gibi. Ve siz salak misiniz Sinan meydan denen adam üniversitelerde öğretim görevlisiydi yani bilmeyen beyinler için diyorum tarih öğretmenlerinin hocası. Ben bu konuşan adama hoca nasıl derim! Ya cahil ya da para için yanlış eksik bilgileri pazarlıyor millete. Hey Allahım ya şaka gibi

AHIRA ÇEVRİLMİŞ DENİLEN CAMİLER YUNAN İŞGALİ SIRASINDA GERÇEKLEŞMİŞTİR. 1924 yılnda ATATÜRK "geçtiğimiz yıl 1200 camimizi tamir ettirdik geriye kalanını inşallah bu sene bitireceğiz" der.Meclis tutunaklarında yer almaktadır. AHMET ŞİMŞİRGİL, İLBER OLTAYLIDAN DERS ALSIN.

Ilber Ortaylı ve diğerleri bu söylediklerinin hesabını verecekler ruz-ı mahşerde

Aşk iki insanın perişanlığından ortaya kalan şeydir diyordu bir hocam bu hikayeyi dinleyince aklıma hocam geldi var olsun..

sen serefsizzin! yalanci

Yuregi varsa Sinan Meydan la Kurtulus Savasi Tarihi veya Devrim Sureci ile ilgili munazara uzerine tartismaya ciksin .Sallamaya benzemez.Meydan bu kinularda kitap ayraci gibi kullanir digerlerini

inönü kadar dindar olsanız ve camileri onarsanız gam yemem ! Asıl Menderes'in yol açmak için yıktığı camileri belirtin !

yanıt değil cehalet !

Cami az gelir Vatanı satdı dayı,

Bomboş bir adam. Söyledikleri doğru değil. İsterseniz araştırın.

Son sözüne kadar iyiydi de son sözü yanlış.Ahır,genelev vs tarzi soylemler dogru degil.Her tarihciyi dinlerim.Herkesin yakın oldugu bir donem illaki oluyor.Osmanli ile cumhuriyeti tartismalarda karsıt tutmak okudugum kitaplar ve mantik suzgecimden gecirdigimde dogru degil.Alfabe degisikligi misal osmanlj zamaninda bizzat sultan 2.abdulhamit han tarafindanda dile getirilmiş ama uygulamasi ataturk donemine kalmis ve ataturku hain olarak goruyorlar.Yanlış.

Sinan MEYDAN bunun gibi içi boş mübareklerin çamur atıp kendi kendine gaz vererek 'ben de burdayım' çabasına malzeme olacak bir insam değildir !! ki İNÖNÜ de cami yıkmak genel ev yapmak gibi sığ ve bayağı fikirleri olan bir insan değildir!! bu halkı en iyi nasıl nefret ettirirsiniz bir insandan ?? dini değerlerinin ayaklar altına alındığına inandırarak !! (?) SİNAN MEYDAN son derece saygın ve ne söylediğini bilen,boş beleş konuşmayan araştırmacı ve tarihi dökümanlarla konuşan bir yazardır !! bu şahıs varolma çabası içinde çırpınan bir akıl fukarasıdır !! kendi bigilerine dayalı bir anlatımı olmadığı için oraya buraya laf atmayı marifet sayıyor!! siz kimsiniz bu ülke için fedakarlıklar yapmış,MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ün silah arkadaşına böyle aşağılık ithamlarda bulunuyorsunuz ?? (!!!) isim vermekten korkmasanız ne olur sizin sözünüzü kim dikkate alıpta cevap verecek !! GÜLÜNÇ olmayın !! yaşınızın ağırlığına yakışır şekilde kendi duruşunuzla varolmaya çalışın !!

Ne kadar itici konuşuyor sunuz sayın şimşirgil. Fitne olmayın müslümanları alimlerden sogutursanız bunun vebali nasıl ödersiniz.

Kapağa bak fesligillerden en fazla bu kadar oluyor o zaman bi kapakta benden şimşirgile gelsin (ismetin camileri geneleve çevirdiğine dair bana bir kaynak belge sunun). Sadrazam Damat Ferit, 30 Mart 1919'da İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Amiral Webb'i yeniden ziyaret etti. Bir gün önce padişahla görüştüğünü ve kendisine Padişah Vahdettin'in görev verdiğini açıkladı ve "Padişah'ın yardım için İngiltere'den başka bir devlete başvurmak istemediğini, Padişah'ın "İngiltere'ye, sadece İngiltere'ye biat ettiğini (boyun eğdiğini), İngiltere'nin yardımına sığındığını belirtti." [G. Jaeschke, Kurtuluş Savaşı ile ilgili İngiliz Belgeleri, s. 22.] Damat Ferit görev alır almaz, 9 Mart 1919'da İngiliz Yüksek Komiser Yardımcısı Amiral Richard Webb'i ziyaret etti. Amiral Webb'e "Efendisi Padişahla kendisinin ümitlerinin Tanrıya ve İngiliz yönetimine dayandığını" bildirdi.[ İDA (İngiliz Devlet Arşivleri) FO 371/4141/40280: Webb'den İngiltere Dışişleri Bakanlığına gizli telgraf, İstanbul 09.03.1919] Son eşi Nevzad hanım'ın anılarında vahdettinin kişiliğini analiz etmek için yeterlidir: ... Vahdettin kendine milletin ferdi gözüyle bakamıyor; irsi haklarla devletin reisi olma iddiasında, fakat kendini milletiyle aynı gemide hissetmiyor. Kendi gemisini kurtarmak için milletin gemisinin batmasına razı, ünvanını tehlikeye atmaya razı değil... Gittikçe gözü açılan, sarayın keyfini ve ananelerini tabii görmeyen, hakkını arayan milleti, kendine karşı müttefik değil düşman saymakta. Eli ayağı zincirlere vurulsa memnun olacak. Çünkü ecnebiler yaldızlı bir tahtı kurtarmaya yardım etmezse, onlarla işbirliği yapılmazsa milletin rızasıyla buralarda kalamayacak.[Nevzad Vahdettin'in Hatıraları ve Yıldız'dan Sanremo'ya,Arma Yayınlanı Istanbul, 1999, s. 28] Vahdettinin amcaoğlu Abdülmecid efendi diyor ki: ...O hain yalnız vatanımıza hiyanet etmedi. Hanedanımızın şerefiyle de oynamıştır. Artık vatandan da hanedan sicilinden de kovulan bu adamdan bahsetmeyelim. Yazık ki benim babam bu adamın amcasıydı, bunu bile düşünmedi [Vakit gazetesi, 22 teşrinasi 1922 Pazar] Ankara Hükümeti'nin Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk başkanlığında bir kurul Paris ve Londra'da görüşmeler yapmak üzere Meclis tarafından görevlendirildi. Kurul Avrupa'ya gitmek için 7 Şubat 1922'de İstanbul'a geldi. Dışişleri Bakanı Tengirşenk'in özel kalem müdürü, akrabasının evinde kalıyordu. Polis eve gizlice girdi ve özel kalem müdürünün çantasındaki 6 önemli belgenin fotoğrafları çekildi. Bu belgeler, Padişah Vahdettin tarafından İngiliz Yüksek Komiseri Rumbold'a ulaştırıldı. Açıkçası Padişah Vahdettin, Milli Mücadele'nin gizli belgelerini İngilizlere sunuyor, "casusluk" yapıyordu. "Delegeler heyetindeki meslektaşlarına bile ifşa edilemeyecek hususların (İngilizlere) bildirilmesine aracılık etmek üzere bir İngiliz memuru tayin edilmesi..." isteğini, İngiliz Başkomiser Amiral Calthorpe Londra'ya rapor ediyor [Jaeschke, İngiliz belgeleri, s. 10] Bir gizli operasyonla Ankara'dan gelen kurulun beraberinde getir dikleri gizli belgeler ve mektupların fotoğrafları çektirilir... Sonra da İngiltere'nin İstanbul'daki siyasal komiserliğine verilir. İngiltere'nin İs tanbul'da en üst düzeydeki diplomatik temsilcisi olan Yüksek Komiser Sir Horace Rumbold'un, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon'a 7 Mart 1922 tarihinde gönderdiği, 232 sayılı, "gizli" ibaresi taşıyan belge, padişahın ülkesini "sattığının" kelimenin tam anlamıyla "kanıtı"dır... Rumbold, belgeden de görüleceği gibi bu belge fotoğrafların kendisine padişah tarafından gönderildiğini açıkça belirtmektedir. [Belge No: F/O 7857/E 2752 ve E 2757] "Mustafa Kemal İsyanı , ilk günler" başlıklı bu haberde Milli Mücadele, "Mustafa Kemal isyanı" olarak adlandırılıyor. [Alemdar gazetesi, 19 Mart 1920] Vahdettinin Rauf beye söylediği söz: "Ortada bir millet var,koyun sürüsü. İdaresi için bir çoban lazım o da benim" ["Rauf Orbay Hatıraları",Yakın tarihimiz, s. 241. Vahdettin meşruiyet değil meşvereti yeğliypordu] 12 Eylül 1919'da İngiltere ile bir gizli anlaşmaya değinmek gerekir. (...) Damat Ferit tarafından imzalanan antlaşmanın Vahdettin'ce Dr onaylandığını ortaya koymaktadır. Burada dört nokta özellikle dikkat çekicidir: 1. Boğazlarda denetimini kabul 2. Bağımsız Kürdistan fikrine karşı çıkmama 3. Hilafet gücünü ingiliz sömürgelerinde İngiktere'den yana kullanma vaadi ("Cihad-ı Ekber") 4. İçteki direnişi bastırmak için İngiliz zabıta gücünün kullanılmasını kabul etmek [Sina Akşin, İstanbul hükümetleri I, s. 571-577] [Ü. Yavuz, "Tarihsel Bir Belge", Cumhuriyet, 08.06.1991] Egemenlik konusundaki tutum şöyle ifade edilebilir: İngiliz himayesinde bir yarı bağımlı imparatorluk. Padişah Vahdettin, Mondros günlerinde şöyle diyor: "Şartlar ne kadar ağır olursa olsun kabul edelim. İngiltere'nin Şark'taki bize dost politikası değişmemiştir. Daha sonra af ve mürüvvetlerini (iyiliklerini) kazanabiliriz." [T. Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadolu'da (1919-1921). C. 1, 2. Basim, Kent Basimevi, Istanbul 1981, s. 9.] Padişahın İngiltere'ye "Manda İdaresi" önerisi tam bir ihanet girişimiydi. Padişah Vahdettin'in onayından geçen ve Sadrazam Damat Ferit tarafından İngiliz Yüksek Komiserliğine sunulan ihanet belgesinin kaynaklarını da vermeliyiz: [İngiliz Gizli Belge: Foreign Office No: F/O 371/4156.] [Belleten, XXX, s.124.] [Hikmet Bayur, Atatürk, Hayatı ve Eseri, TTK, s.270.] [Selahettin Tansel, Mondros'tan Mudanya'ya, MEB, 1995, C.1, s. 140-141.] [Tevfik Bıyıklıoğlu, Atatürk Anadolu'da, C. 1, s. 7.] [Sina Akşin, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele, 1976, s. 233.] [Gotthard Jaeschke, Türk Kurtuluş Savaşı Kronolojisi, TTK, C.1, s. 4-5.] [Salahi R. Sonyel, Dış Politika, C.1, s. 500.] Son Halife Abdülmecit Efendi: "O hain, yalnız vatanımıza hıyanet etmedi, hanedanımızın şerefiyle de oynadı. Artık vatandan da, hanedanımız sicilinden de kovulan bu adamdan bahsetmiyelim." [Aktaran N.F.Kısakürek, s.209] Hüseyin Kazım Kadri: "Benim anladığıma göre, Vahideddin medeni cesaretten yoksun, mütereddit (kararsız) bir adamdı. Ferit Paşa adeta bu adamı büyülemişti. Her şeyi onun gözüyle görür ve onun kafasıyla düşünürdü." [Türk Tarihi, 1.C., s. 201] Rıza Tevfik: "Kendisi bir kukla durumunda idi." [Biraz da Ben Konuşayım, s.191] İngiliz Yüksek Komiserliği Siyasi Müşaviri T.B. Hohler'in 4 Kasım 1919 günlü raporu: "Hükümdar zayıf karakterli olup pek cesur olmamasına rağmen yüksek prensip ve emellere sahip görünmektedir." Amiral de Robeck'in raporu: "Büyük bir karakter gücüne veya şahsiyete sahip olmamakla beraber çok samimi ve nazik bir zat olup oldukça zihni bir idrak de göstermektedir." [G.Jeschke, İngiliz Belgeleri, s.6; Br.IV, No. 578] Y.Komiser Yardımcısı Amiral Webbin 30 Aralık 1918 günlü raporu: "Hariciye Nazırı [M.Reşit Paşa], 'kendim, kabinedeki arkadaşlarım, Sultan ve geniş bir halk kitlesi adına katiyet ve ciddiyetle temin ederim ki umumun arzusu, İngiltere tarafından idare edilmekliğimizdir' dedi."(Jeschke, Ing. Belgeleri, s.8) Karadeniz Ordusu Başkomutanı General Milne'in 16 Aralık 1918 günlü raporu: "Padişah, Sami Beyi. Ordu Karargâhına göndererek, Türkiye'nin idaresini mümkün olduğu kadar çabuk ele alması için Britanya Hükümetinden istirhamda bulundu, barışın beklenilmesi halinde geç kalınmış olacağını söyledi, Britanya memurlarının kontrol maksadıyla memleket dahiline gönderilmesini ve... Britanya subaylarının idareye yardımda bulunmalarını rica etti."[Jeschke, Ing. Belgeleri, s.4][S.Akşin, İstanbul Hükümetleri, s.144] DAHA DEVAM EDEYİM Mİ??? VAHDETTİN ŞEREFSİZDİR

Ahmet şimşirgili hoca olarak sayan varsa bir bok bilmiyordur

Siz videoların hepsini izleseniz böyle konuşmadınız. Ben sahabe sevgisini Halis hoca ve Nureddin hocadan öğrendim. Allah'ım onlardan razı olsun. Siz bu iki hocaya bid'at ehli diyorsanız bid'at ın ne olduğunu bıraz daha araştırınız.

İçkici Osmanlı padişahı çok var. Sadece Fatih değil. Sen masal anlatmaya devam et Fesli delinin veliahtı

Memleket böyle adamlar yüzünden bi adım yol katedemiyor. Sizin zihniyetiniz gemilerle Avrupa’ya kaçtığında bizim ardından yürüdüklerimiz karanlık sokaklarda aydınlık saçan ateş gibi dimdik ve sağlam yere basan kuvaiye millilerimizdi. Allah ın dinini, ebrehenin filleri yok edemedi. Bırakın artık bu yalan yanlış söylemleri. Zorunuza giden şey saltanatın devam etmemesi, biz nasılki aslımızla iftihar edip gurur duyuyorsak, sizde Atatürk ve silah arkadaşlarını karalayarak milleti ayrıştırmayı bırakın. Bu milleti kurtaracak tek şey Atatürk milliyetçiliğidir. Tarihi ,yalanlarla okumayan öğrenmeyen bir kesime enjekte edip köreltmeyi bırakın. Kimse camiyi ahır yapmadı. Cephaneler ve askeri erzaklar sığınağı yapıldı. Atlar ve binekler bahçelerinde bağlatıldı. O dönemin adamı toprağa toprak katarken , bu dönemin yönetenleri doların yeşiline vatanın yeşilini satmadı mı? Yüreğiniz yetiyorsa az da bunu konuşun.

Bu iki ayakli sozde tarihci ve iftiraci bilim ahlakindan yoksun sefil , inonu butun camileri genel ev yapti ahir yapti diyorda onu alkislayan diger iki ayaklilara Allah her turlu belayi verincede zirlamasinlar.

Ìnsan bu weirin hezzinden òle biler...

Bu adamın prof olmuş olması ümitlerimi korkunç baltalıyor

Ya oglum bi sus be, hayatin bastan asagiya yalan dolan safsata iftira. Ahmet Müfterigiller... Al o mikrofonu da evde mercimek çorbasi karistir çakma tarihçi hakiki kabzimal!

Buna kim inanır araştırma yapmayan mallar inanır.İyi yere parsel kurmuşsun aferin😂

Yahudi artığı oruspu evladı kuvayi milliye tepenize binecek az kaldi ya ölüm ya istiklal

Sinan MEYDAN isimli şahıs, tarihçi olmadığı gibi, yalan-dolan iş çeviren, insanlıktan nasibini almamış bir namettir. Sinan MEYDAN ne kadar tarihçi değilse, sen de o kadar tarihçi değilsin ! Çünkü, fakir-fukaranın, yetimin hakkını gasp edip, ailesine, yandaşına ve çetelere peşkeş çeken, ülkenin en büyük hırsızının yalakalığını yapıyorsun. Bir tarihçi, müsbet veya menfi olarak , günümüzde varlığını sürdüren bir siyasi-politik oluşumla ilgili, görüş beyan edemez. Ederse tarihçi değildir. Hatta sen, bir hırsızın yalakalığını yaptığın için, MEYDAN'ı bile sollamış bir şerefsizsin ! Senin biat ettiğin hırsızın, hain İnönü'den hiç bir farkı yoktur. Sadece "Hainlik" konuları farklıdır. Hatta İnönü her şeyi alenen yapmıştır. Ama hırsız ve peşinden giden sizler, rant peşinde koşan münafıklarsınız. Hain, haindir ! İnönü de, Meydan da, sen de, peşinden gittiğin hırsız da,, senin reklamını yapan bu sitenin sahibi de, hepiniz hain ve şerefsizsiniz ! ALLAH'ın laneti üzerinize olsun İNŞAALLAH !

Kendinizi avutun anca hadsizler

Allah sizin gibilerin kökünü kurutsun inşallah. Cumhuriyet düşmanı zavallılar bunlar.